cok
111az çok — zf. Bir parça, oldukça …
112pek çok — sf. Yeterinden fazla, bir hayli …
113allahı çok, insanı az bir yer — pek ıssız ve kuytu bir yer …
114araba devrilince yol gösteren çok olur — iş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur anlamında kullanılan bir söz …
115bey ardından çomak çalan çok olur — güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar anlamında kullanılan bir söz …
116bu abdestle daha çok namaz kılınır — bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur anlamında kullanılan bir söz …
117cemaat ne kadar çok olsa imam gene bildiğini okur — bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır anlamında kullanılan bir söz …
118kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur — kavak ağacının yaprakları tepeden dökülmeye başlar, aşağıdakiler daha sonra dökülürse o yıl kış çetin olur anlamında kullanılan bir söz …
119kes parmağını çık pazara, merhem buyuran çok olur — kişinin bir ihtiyaç içinde bulunduğunu gören herkes ona değişik yol gösterir anlamında kullanılan bir söz …
120pirinci (çok) su kaldırmamak (veya götürmemek) — (birinin) alıngan, çabuk darılır olmak, şakadan anlamamak …